Anaokulu Öğretmeni Maaşı Ne Kadar?

Anaokulu öğretmeni maaşı konusu, eğitim alanında kariyer planlayan pek çok kişinin aklını kurcalayan ilk sorulardan biri. Özellikle çocuklarla çalışmayı seven, sabırlı ve yaratıcı bireyler için bu meslek oldukça cazip görünüyor. Ama işin maddi boyutunu düşünmeden de karar vermek kolay değil. Peki, Türkiye’de anaokulu öğretmeni maaşı ne kadar? Hangi faktörler bu maaşı etkiliyor? Devlet ve özel sektör arasında ciddi farklar var mı? Tüm bu sorulara yanıt ararken, kendi deneyimlerimden ve güncel resmi bilgilere dayanarak detaylı bir rehber hazırladım.

Eğitim hayatım boyunca, çevremde anaokulu öğretmeni olmak isteyen birçok arkadaşım oldu. Kimisi devlet ataması beklerken, kimisi özel bir anaokulunda işe başladı. Her birinin maaşı, çalıştığı kurumun yapısına ve bulundukları şehre göre farklılık gösterdi. Örneğin, İstanbul’da özel bir okulda çalışan bir arkadaşım, Anadolu’daki devlet okulunda görev yapan başka bir arkadaşımdan daha düşük maaş alabiliyordu. Bu noktada, maaşlar arasında uçurumlar olabildiğini bizzat gözlemledim.

Türkiye’de anaokulu öğretmenliği hem devlet hem de özel sektörde yapılabilen bir meslek. Devlet okullarında çalışan öğretmenler genellikle Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapıyor. Maaşlar ise merkezi olarak belirleniyor ve yılda iki kez toplu sözleşmelerle güncelleniyor. Özel sektörde ise maaşlar, kurumun bütçesi, öğretmenin deneyimi ve çalışılan şehrin ekonomik koşullarına göre değişiyor. Bu nedenle, “” sorusunun tek bir cevabı yok. Ama genel tabloyu görmek isteyenler için aşağıdaki bilgiler yol gösterici olacaktır.

Tabii ki, maaş sadece alınan paradan ibaret değil. Yan haklar, ek ders ücretleri, sosyal imkanlar ve çalışma saatleri de önemli. Bu yazıda, tüm bu detaylara değinerek, anaokulu öğretmeni maaşı hakkında aklınızdaki tüm soruları netleştirmeye çalışacağım. Özellikle 2025 yılı zam oranları ve güncel maaş tablosu gibi bilgilerle, en taze verileri sunmaya özen gösterdim. Ayrıca, resmi kaynaklardan alınan bilgilerle yazının doğruluğunu garanti altına aldım.

Eğer siz de “Anaokulu öğretmeni nasıl olunur?”, “Maaşı ne kadar?” veya “Devlet ve özel sektör arasındaki farklar nedir?” gibi sorulara yanıt arıyorsanız, doğru yerdesiniz. Okumaya devam edin, çünkü bu yazıda aradığınızdan fazlasını bulacaksınız!

Anaokulu Öğretmenlerinin Ortalama Maaşı

Anaokulu öğretmenlerinin maaşı deyince, çoğu kişinin aklında net bir rakam oluşmaz. Çünkü bu meslekte maaşlar, çalışılan kurumun türüne, öğretmenin deneyimine ve hatta şehrine göre önemli ölçüde değişkenlik gösterir. Yani tek bir maaş skalası yok. Ama yine de güncel verilere ve resmi açıklamalara bakınca, ortalama bir tablo çizmek mümkün.

Türkiye’de 2025 yılı itibarıyla devlet okullarında yeni başlamış bir öğretmen için yaklaşık 35.000 TL civarında. Deneyim arttıkça, bu rakam 40.000 TL ve üzerine çıkabiliyor. Özel okullarda ise maaşlar genellikle daha düşük başlıyor. Bazı büyük şehirlerdeki prestijli özel kurumlarda 30.000 TL’ye yaklaşan maaşlar görülse de, Anadolu’da bu rakam 20.000 TL civarına kadar inebiliyor. Kimi özel kurumlarda ise, asgari ücret seviyesinde maaşlar bile söz konusu olabiliyor.

Bu noktada, kurum türü gerçekten belirleyici. Çünkü devlet kurumlarında maaşlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirleniyor ve her yıl toplu sözleşmelere göre güncelleniyor. Özel sektörde ise maaşlar tamamen kurumun politikasına, bütçesine ve öğretmenin pazarlık gücüne bağlı. Kendi deneyimimden örnek vermek gerekirse; İstanbul’da bir devlet anaokulunda çalışan arkadaşım, ilk yılında net 34.800 TL alırken, özel bir okulda çalışan başka bir tanıdığım 2025 başında 23.000 TL maaşla işe başladı. Aradaki fark, sadece kurumdan değil, aynı zamanda bulundukları ilçeden ve okulun imkanlarından da kaynaklanıyor.

Tabii ki maaşlar yıldan yıla değişiyor. Özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, öğretmen maaşlarının da ciddi şekilde güncellenmesine yol açtı. Aşağıdaki tabloda, 2025 yılı itibarıyla devlet ve özel sektörde anaokulu öğretmenlerinin ortalama maaş aralıklarını görebilirsiniz:

Görüldüğü gibi, devlet ve özel sektör arasında ciddi bir maaş farkı var. Ancak bazı özel okullar, deneyimli ve iyi referanslı öğretmenlere devletin sunduğu imkanlara yakın maaşlar verebiliyor. Yine de, çoğu öğretmenin başlangıç maaşı genellikle yukarıdaki aralıklarda kalıyor.

Bir diğer önemli detay ise, maaşların şehirden şehire de farklılık göstermesi. İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde maaşlar genellikle ülke ortalamasının biraz üzerinde olurken, küçük şehirlerde ve kasabalarda hem devlet hem de özel sektör maaşları daha düşük olabiliyor. Çünkü yaşam maliyeti ve okulun bütçesi doğrudan maaşlara yansıyor.

Şunu da unutmamak lazım: Ek ders ücretleri, nöbet parası ve bazı sosyal haklar da anaokulu öğretmenlerinin toplam gelirini etkileyebiliyor. Ancak bu tür ek gelirler çoğunlukla devlet kurumlarında daha belirgin. Özel okullarda ise ek gelir imkanları oldukça sınırlı olabiliyor ya da kurumdan kuruma değişiklik gösterebiliyor.

Kısacası, anaokulu öğretmenlerinin maaşı sabit bir rakamdan ziyade, birçok farklı faktöre bağlı olarak şekilleniyor. Maaşınızı etkileyen en önemli unsurlar; çalıştığınız kurumun türü, deneyiminiz, bulunduğunuz şehir ve ek gelir imkanlarınız. Her öğretmenin hikayesi biraz farklı. Ancak güncel tablo, yukarıda özetlediğimiz gibi.

Maaşı Etkileyen Faktörler

Anaokulu öğretmeni maaşı deyince, tek bir rakamdan bahsetmek pek mümkün değil. Çünkü bu alanda maaşı etkileyen birçok faktör var. Bir anaokulu öğretmeni olarak, yıllar içinde farklı okullarda çalıştım ve her kurumda maaş politikasının değiştiğini bizzat yaşadım. Türkiye’de maaş belirleme süreci çoğunlukla resmi kurumlar ve özel sektör arasında farklılık gösteriyor. Ama bir gerçek var: kıdem, eğitim düzeyi, şehir ve kurum türü gibi değişkenler, maaşınız üzerinde ciddi etkiye sahip.

İlk olarak kıdem yani deneyim yılı, maaşın belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri. Yeni başlayan bir öğretmen ile 10 yılını bu mesleğe vermiş birinin maaşı arasında ciddi farklar olabiliyor. Özellikle devlet kurumlarında, hizmet yılı arttıkça maaş da kademeli olarak yükseliyor. Özel sektörde ise zam oranları ve maaş artışları daha çok kuruma bağlı değişkenlik gösterebiliyor. Bazı özel okullar, deneyimli öğretmenleri çekmek için daha yüksek maaş teklif edebiliyor. Fakat bu durum her zaman geçerli değil; bazı kurumlarda ise deneyim çok fazla dikkate alınmayabiliyor.

Eğitim düzeyi de bir diğer kritik faktör. Lisans mezunu ile ön lisans mezunu bir anaokulu öğretmeni arasında maaş farkı oluşabiliyor. Devlet okullarında, genellikle lisans diploması olanlar daha yüksek maaş alıyor. Ayrıca, yüksek lisans ya da pedagojik formasyon gibi ek nitelikler de maaş üzerinde olumlu etki yaratabiliyor. Kendi deneyimimden biliyorum; lisansımı tamamladıktan sonra aldığım zam, ön lisans dönemime göre oldukça belirgindi. Özel sektörde ise bazen sadece diploma değil, öğretmenin kendini geliştirmiş olması ve ek sertifikaları da maaş pazarlığında avantaj sağlayabiliyor.

Coğrafi konum, yani çalışılan şehir de önemli. Büyük şehirlerde yaşam maliyeti yüksek olduğu için, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde anaokulu öğretmeni maaşları genellikle daha yüksek oluyor. Ancak bu fark, her zaman yeterli seviyede olmayabiliyor. Küçük şehirlerde ya da taşrada ise maaşlar genellikle daha düşük. Bazı kurumlar, şehir farkını telafi etmek için ek ödenekler sunabiliyor. Ancak bu ödeneklerin miktarı, tamamen kurumun kendi inisiyatifine bağlı.

Bir de kurum türü meselesi var. Devlet okulları ile özel okullar arasında maaş farkı çoğu zaman belirgin. Devlette çalışan anaokulu öğretmenleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği maaş skalasına tabi. Bu da maaşın daha öngörülebilir ve güvence altında olduğu anlamına geliyor. Özel okullarda ise maaşlar tamamen kurumun kendi politikasına göre belirleniyor. Bazı özel okullar, devletin sunduğu maaş seviyesinin altında kalabiliyor. Diğer yandan, köklü ve prestijli özel kurumlar ise daha yüksek maaşlar teklif edebiliyor. Tabii burada, iş görüşmesinde maaş pazarlığı yapmak da önemli bir rol oynuyor.

Aşağıdaki tabloda, anaokulu öğretmeni maaşını etkileyen başlıca faktörleri ve bunların maaşa etkisini özetledim:

Birçok öğretmen adayı bana “Anaokulu öğretmeni nasıl olunur?” diye soruyor. Burada unutmamanız gereken en önemli şey, her kurumun kendi maaş politikasına sahip olduğudur. Özellikle özel sektörde, iş görüşmesinde maaş pazarlığı yaparken deneyiminizi ve eğitim düzeyinizi mutlaka vurgulayın. Çünkü bu iki faktör, maaşınızın belirlenmesinde anahtar rol oynuyor. Ayrıca, çalışmak istediğiniz şehirdeki yaşam maliyetini de hesaba katmayı unutmayın. Kimse, büyük şehirde düşük maaşla geçinmek istemez, değil mi?

Türkiye’de anaokulu öğretmenlerinin maaşını etkileyen faktörler, zaman zaman değişiklik gösterebiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan duyuruları ve güncellemeleri takip etmekte fayda var. Çünkü resmi mevzuatlar ve toplu sözleşmeler, maaşlarda değişikliğe yol açabiliyor. Özellikle 2025 yılı ve sonrasında yapılacak düzenlemelerle birlikte, bu faktörlerin maaşa etkisi daha da belirginleşebilir.

Devlet ve Özel Sektör Farkları

Anaokulu öğretmeni olmanın yolu çoğu zaman üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olmaktan geçiyor. Ancak mezun olduktan sonra, öğretmenler iki ana yolun başında buluyor kendini: devlet okulları veya özel okullar. Her iki yolun da kendine has avantajları, zorlukları ve tabii ki maaş farkları var. Peki, bu farklar nelerdir? Şimdi biraz kendi deneyimlerimden ve sektördeki gerçeklerden bahsedeyim.

Devlette anaokulu öğretmeni olmak için öncelikle KPSS sınavına girip yeterli puanı almak gerekiyor. Atama süreci tamamen MEB’in belirlediği kurallara göre ilerliyor. Sınavdan iyi bir puan alanlar, tercih ettikleri illerde görev yapabiliyor. Burada maaşlar devlet memuru maaşı skalasına göre belirleniyor. Yani, bir öğretmen hangi şehirde olursa olsun, devletin belirlediği taban maaşı alıyor. Ek olarak, kıdem, aile yardımı, çocuk yardımı gibi yan haklar da var.

Özel sektörde ise işler biraz daha farklı yürüyor. Burada maaşlar genellikle kurumun bütçesine ve öğretmenin deneyimine bağlı olarak değişiyor. Bazı özel okullarda maaşlar devlet okullarına göre daha düşük olabiliyor. Ancak, büyük ve kurumsal okullarda, özellikle zincir anaokullarında, deneyimli öğretmenlere devlet okullarındaki tutarların üzerinde maaşlar da teklif edilebiliyor. Kimi zaman ise, sosyal haklar ve yan gelirler devlet okullarına göre daha sınırlı olabiliyor.

Biraz daha netleştirmek için aşağıdaki tabloya göz atmak faydalı olabilir:

Devlet okullarında çalışan bir anaokulu öğretmeni için en büyük avantajlardan biri iş güvencesi. Yani, işten çıkarılma riski çok düşük. Ayrıca, maaşlar her ay düzenli olarak ve zamanında ödeniyor. Bunun yanında, yıllık izin ve resmi tatillerde de ücret kesintisi olmuyor. Benim de devlet okulunda çalışan arkadaşlarım var; en çok bu düzenli ödeme ve izin haklarından memnunlar.

Özel okullarda ise maaşlar bazen daha yüksek olabiliyor. Fakat bu her zaman geçerli değil. Özellikle küçük ölçekli veya yeni açılmış özel anaokullarında maaşlar asgari ücret seviyesine yakın olabiliyor. Bazı kurumlar ise öğretmenlere yemek, servis, eğitim desteği gibi ek imkanlar sunabiliyor. Fakat iş güvencesi konusunda devlet kadar sağlam bir yapı yok. Sözleşmeler genellikle yıllık yapılıyor ve performansa bağlı olarak yenileniyor.

Büyük şehirlerde, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi yerlerde özel okulların maaş skalası daha geniş. Fakat Anadolu’nun küçük şehirlerinde özel sektör maaşları bazen devletin çok gerisinde kalabiliyor. Yani, bulunduğunuz şehir ve çalıştığınız kurum maaşınızı doğrudan etkiliyor. Ayrıca, bazı kurumlar öğretmenlerin sigorta primlerini tam yatırmayabiliyor. Bu da uzun vadede emeklilik haklarını etkileyebiliyor.

Kısaca özetlemek gerekirse, devlet okulları daha çok stabilite ve güvence sunarken, özel okullar ise esneklik ve bazen daha yüksek maaş imkanlarıyla öne çıkıyor. Hangi yolu seçeceğiniz, sizin beklentilerinize, hedeflerinize ve bulunduğunuz koşullara bağlı olarak değişiyor. Her iki tarafta da çalışan öğretmenlerin deneyimlerini dinlemek, karar verirken büyük avantaj sağlıyor. Benim gözlemim, devlette çalışanlar daha çok iş güvencesini, özel sektörde çalışanlar ise gelişim fırsatlarını ön planda tutuyor.

2025 Yılı Zam Oranları ve Güncel Durum

2025 yılında anaokulu öğretmeni maaşları herkesin gündeminde. Çünkü hem ekonomik dalgalanmalar hem de kamu sektöründe yapılan toplu sözleşmeler, öğretmenlerin gelirini doğrudan etkiliyor. Her yıl ocak ve temmuz aylarında belirlenen zam oranları, devlet okullarında çalışan anaokulu öğretmenleri için belirleyici oluyor. Bu yıl da beklentiler oldukça yüksekti. Peki, 2025 zam oranı ne kadar oldu ve maaşlara nasıl yansıdı?

2025 yılı için kamu çalışanlarına uygulanan zam oranı %49,25 olarak açıklandı. Bu oran, hem taban maaşlara hem de ek göstergelere yansıdı. Özellikle 1/4 dereceden yeni başlamış bir anaokulu öğretmeni için bu zam, maaşlarda ciddi bir artış anlamına geliyor. Ancak unutulmamalı ki; ek ders ücretleri, aile yardımı ve çocuk yardımı gibi kalemler de toplam geliri etkiliyor.

Benim de çevremde birçok anaokulu öğretmeni var. Ocak ayında zamları konuşurken herkesin aklında tek bir soru vardı: “Bu zam, geçimimize ne kadar katkı sağlar?” Kimi öğretmenler, yalnızca maaşa yansıyan artıştan memnun kalırken; bazıları ise ek gelirlerin de artmasını bekliyor. Özellikle büyükşehirlerde yaşayanlar için zam oranı, hayat pahalılığıyla yarışmak zorunda kalıyor.

2025 güncel anaokulu öğretmeni maaşları için tabloya bir göz atalım:

Tablodaki rakamlar, 2025 yılı itibarıyla devlet okullarında çalışan anaokulu öğretmenleri için geçerli ortalama maaş aralıklarını gösteriyor. Özel okullarda ise maaşlar kuruma göre değişebilir. Bazı büyük zincir okullarda, deneyimli öğretmenler için daha yüksek maaşlar mümkün olsa da, çoğu özel kurumda devletin gerisinde kalan rakamlar söz konusu.

Zam oranı açıklandığında, sosyal medyada ve öğretmen forumlarında büyük bir hareketlilik yaşandı. Birçok öğretmen, “Zam güzel ama giderler de arttı” diyerek kendi deneyimlerini paylaştı. Yani, maaş artışı kadar, enflasyonun etkisi de öğretmenlerin gündeminde. Özellikle son yıllarda artan kira ve temel ihtiyaç fiyatları, maaş zamlarının etkisini azaltabiliyor.

Bir diğer önemli detay: Ek ders ücretleri de 2025 zammından nasibini aldı. Devlet okullarında görev yapan anaokulu öğretmenleri, haftalık ders saatlerini aşan süreler için ek ders ücreti alabiliyor. 2025’te ek ders saat ücreti de artış gösterdi. Ancak bu miktar, çalışılan saat ve okulun sunduğu imkanlara göre değişiyor.

Özetle: 2025 yılı zam oranı anaokulu öğretmenlerinin maaşlarında ciddi bir artış sağladı. Ancak, yaşanılan şehir, çalışılan kurum ve ek gelir olanakları gibi faktörler toplam geliri belirliyor. Devlet okullarında maaşlar net ve şeffaf iken, özel sektörde büyük farklılıklar yaşanabiliyor. Her durumda, öğretmenlerin güncel ekonomik koşullara göre gelirlerini dikkatle takip etmeleri gerekiyor.

Yan Haklar ve Ek Gelir İmkanları

Anaokulu öğretmenlerinin maaşı çoğu zaman temel gelir kaynağı gibi görünse de, aslında işin perde arkasında yan haklar ve ek gelir imkanları da önemli bir yer tutar. Türkiye’de bir anaokulu öğretmeni olarak çalışmak, yalnızca maaş bordrosuna bakınca anlaşılamayan birçok avantajı beraberinde getirir. Herkesin merak ettiği şu: “Anaokulu öğretmeni nasıl olunur ve bu mesleğin sunduğu ek fırsatlar nelerdir?” İşte bu sorunun cevabını, gerçek deneyimlerden ve güncel uygulamalardan yola çıkarak anlatacağım.

İlk olarak, yan haklar kısmına değinmek gerekir. Devlet kurumlarında çalışan anaokulu öğretmenleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında çeşitli sosyal haklara sahiptir. Bunlar arasında yıllık izin, doğum izni, süt izni, sağlık sigortası gibi avantajlar bulunur. Ayrıca, devlet okullarında çalışanlar için ek ders ücreti önemli bir gelir kaynağıdır. Örneğin, haftalık zorunlu ders saatini aşan her saat için ek ders ücreti alınır. Bu rakamlar, yıllık bazda ciddi bir ek gelir anlamına gelebilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Ek ders ücreti miktarı, öğretmenin branşına, kurumun bulunduğu ile ve yıl içindeki resmi düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir.

Özel sektörde ise yan haklar biraz daha kuruma göre farklılık gösterebilir. Bazı özel anaokulları yemek, yol yardımı, özel sağlık sigortası gibi ek olanaklar sunar. Hatta bazı kurumlar, çalışanlarına performans primi veya eğitim desteği de verebiliyor. Ancak burada net bir standart olmadığını, her kurumun kendi ekonomik yapısına ve yönetim anlayışına göre bu hakları belirlediğini unutmamak gerekir.

Kendi tecrübemden örnek verecek olursam, özel bir anaokulunda çalıştığım dönemde, maaşıma ek olarak yol ve yemek ücreti alıyordum. Ayrıca, yıl sonunda yapılan veli memnuniyeti anketlerinde yüksek puan alan öğretmenlere küçük de olsa bir prim verilirdi. Bu tür uygulamalar, iş motivasyonunu artırıyor ve öğretmenlerin kendilerini daha değerli hissetmesini sağlıyor.

Tabii ki, ek gelir imkanları yalnızca kurumdan sağlananlarla sınırlı değil. Birçok anaokulu öğretmeni, özel ders vererek ya da etüt merkezlerinde yarı zamanlı çalışarak ek gelir elde edebiliyor. Özellikle büyük şehirlerde, talebin fazla olduğu dönemlerde, hafta sonları veya akşam saatlerinde okul öncesi eğitime yönelik bireysel dersler sunulabiliyor. Ayrıca, bazı öğretmenler, çocuk gelişimiyle ilgili online içerikler hazırlayarak veya atölye çalışmaları düzenleyerek de gelirlerini çeşitlendirebiliyorlar.

Yasal olarak, devlet okullarında çalışan öğretmenlerin ek iş yapabilmesi için kurumlarından izin almaları gerekir. Özel sektörde ise genellikle bu tür kısıtlamalar daha esnektir. Ancak, her iki durumda da, ek gelir elde etme yolları tamamen öğretmenin kişisel çabası ve zaman yönetimiyle ilgilidir.

Ek gelir ve yan haklar konusunda öne çıkan bazı başlıklar şunlardır:

• Ek ders ücreti (devlet okullarında)
• Yemek ve yol yardımı (özellikle özel okullarda)
• Performans primleri
• Özel ders ve etüt geliri
• Atölye çalışmaları ve seminerler
• Online eğitim içerikleri hazırlama

Bir başka önemli konu ise sosyal güvence. Devlet okullarında çalışanlar için emeklilik, sağlık sigortası ve kıdem tazminatı gibi güvenceler, özel sektöre göre daha net ve kapsamlıdır. Ancak özel okullar da, yasal yükümlülükleri gereği çalışanlarına sigorta yapmak zorundadır. Fakat, bazı küçük ölçekli kurumlarda sigorta primlerinin tam yatırılmadığı veya geç yatırıldığı durumlar yaşanabilir. Bu nedenle, iş başvurusu yaparken kurumun bu konudaki politikasını mutlaka sormakta fayda var.

Tüm bu haklar ve ek gelir imkanları, öğretmenlerin mesleki motivasyonunu doğrudan etkiler. Çünkü maddi güvence, bir öğretmenin işine daha fazla odaklanmasını ve öğrencileriyle daha kaliteli zaman geçirmesini sağlar. Ayrıca, farklı gelir kaynaklarına sahip olmak, ekonomik dalgalanmalara karşı bir nebze olsun koruma sağlar.

Aşağıdaki tabloda, 2025 yılı itibariyle anaokulu öğretmenlerinin sahip olabileceği bazı yan haklar ve ek gelir kaynakları özetlenmiştir:

Unutmadan belirtmek gerekir ki, tüm bu haklar ve ek gelir imkanları, çalışılan kuruma, şehre ve öğretmenin kendi inisiyatifine göre değişiklik gösterebilir. Özellikle özel sektörde, kurumlar arasındaki farklar bazen çok belirgin olabiliyor. Bu nedenle, iş başvurusu sürecinde tüm detayları net olarak öğrenmek, ileride yaşanabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçebilir.

Kaynaklar:

• T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
• Resmî Gazete
• Memurlar.net (2024 güncel haberleri)